24 Ağustos 2011 Çarşamba


SURİYE HAKKINDA NELER BİLİYORUZ?


17.4.1946 tarihinde Fransa’dan bağımsızlığını alan Suriye Arap Cumhuriyeti dünyanın ve Türkiye’nin baş gündemi. Bu ülke ile savaşacak mıyız, bizi savaşa mı sürüklüyorlar, bu ülke üzerinde neler dönüyor, bunlar çok ciddi merak konusu. Peki, bu komşumuzu biz yeterince tanıyor muyuz? Pek sanmıyorum. Bu nedenle sizlere Suriye’yi rakamlarla tanıtmaya çalışacağız.

Suriye 1956 yılında Mısır’la Birleşik Arap Cumhuriyeti’ni kurdu. Bu birleşik Cumhuriyet 1961 yılına kadar devam edebildi. Bu tarihte Mısır’dan ayrılan Suriye ayrı bir Cumhuriyet olarak dünya sahnesinde yerini aldı. 1970 yılından beri Sosyalist Baas Partisi tarafından yönetilen Suriye’de en son seçim 2007’de yapıldı. Oyların %97,6’sını alan Beşşar el Esad başkanlığına devam ediyor.

107,4 milyar dolar Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla ile dünyanın 67. Büyük ekonomisi. Kişi başına milli geliri 4800 dolar. Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla’nın %17,1’i tarım, %27,3’ü sanayi %55,7’si hizmetlerden oluşmaktadır. Yoksulluk oranı %12’dir. 2010 büyüme oranı %3,20 ile dünyanın 69. Sırasında yer almaktadır. Sanayi büyüme oranı daha yüksek olup %6’dır ki bu Suriye’yi dünya sıralamasında 72. Sırada göstermektedir.

Suriye’nin 22,5 milyon olan nüfusunun %35,2’sini 0-14 yaş grubu %61’ini 14-65 yaş grubu oluşturmaktadır. Nüfus artışı binde 9’dur. En büyük şehirleri Halep 2,9, Şam 2,5, Humus 1,2, Hamah ise 900 bin nüfusa sahiptir. Nüfusun %90,3’ü Arap’tır. Geri kalan yüzde 9,7’lik grupta ermeni ve Kürtler önemli bir paya sahiptir. Sünni Müslüman oranı %74, Alevi Şii gibi diğer mezhepler % 16, Yahudi ve küçük gruplar %10’dur. Nüfusun %56’sı kentlerde yaşamaktadır.

Okuma yazma oranı %80 civarındadır. Eğitime yapılan harcamalar Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla’nın %4,9’unu oluşturmaktadır. Cep telefonu kullanan insan sayısı 10 milyon, internet kullanan insan sayısı ise 4,5 milyondur. Yüzölçümü 185,180 km² olup sahil şeridi uzunluğu 193 kilometredir. Suyla kapalı alan 1550 km², İsrail işgali altında bulunan alan 1295 km² ‘dir. Çöl ikliminin hâkim olduğu Suriye’de en yüksek nokta HERMON dağı olup 2814 metredir. Toplam alanın %24,8’i tarıma elverişlidir. Ekili alan %4,47 olup diğer alanlar %70,73’tür. El Safa ve Türk sınırında isimsiz bir volkan pasif durumdadır. Kum fırtınaları en büyük felaketlerini oluşturur.

Suriye’nin brüt sabit yatırımı Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla’nın %18,7’sini oluşturmaktadır. 2010 bütçe gelirleri 12,29, bütçe giderleri 14,97 milyar dolardır. Cari işlemler açığı (-) 1,4 milyar dolarla dünyanın 85. Sırasında yer alır. İhracatı 11,86, ithalatı 15,44 milyar dolar olan Suriye’nin belli başlı ihraç ürünleri ham petrol, petrol ürünleri, mineral, meyve ve sebze, pamuk lifi, tekstil, giyim, et ve canlı hayvan, buğday. İthal ürünleri ise makine ve ulaşım araçları, elektrik makineleri, gıda ve canlı hayvan, metal ve metal ürünleri, kimyasallar ve kimyasal ürünler, plastik, iplik ve kâğıttır.

Petrol üretimi günlük 440 bin 400 varil ile dünyanın 33. Petrol tüketimi günlük 252 bin varil ile dünyanın 49. Sırasında yer alır. Doğalgaz üretimi 6,04 milyar sm³ ile dünyada 48. Tüketimi 6,18 milyar sm³ ile 56. Sırada yer alır. Elektrik üretimi 36,5 milyar KWH ile dünyada 57. Sırada tüketimde ise 27,3 milyar dolar ile 63. Sırada yer alıyor.

Döviz rezervleri 20,57 milyar dolar, dış borcu da 7,5 milyar dolardır. Kamu borcunun Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla’ya oranı 28,6’dır. Enflasyon oranı ise %4,4’tür. İşgücü 5,5 milyon kişidir. İşgücünün %17’si tarımda, %16’sı sanayide, %67’si hizmetler sektöründe çalışmaktadır. İşsizlik oranı %8,3 ile dünyanın 94. Sıradadır.

Askeri harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla’ya oranı %5,9 ile dünyanın en çok askeri harcama yapan 10. Ülkesidir. Askere alınabilir 16-49 yaş grubunda erkek nüfusu 5,8 milyon, kadın nüfusu 5,6 milyon kişidir.

BANU AVAR diyor ki; “Emperyalist tehdit altında olan, sokaklarında batılı aktivist ve silahlı çetelerin fink attığı, her yanından bir anda pıtrak gibi terörist faaliyet fışkıran Suriye, Arap baharı adı altında bölgeyi çökertme operasyonunda bir halkadır. Suriye düşerse, Lübnan düşer, Suriye düşerse İran düşer, Suriye düşerse Türkiye düşer… Avrasya kilidi dağılır… O kapıdan girenler Avrasya’yı mahveder.”

Bu durumda Allah’tan bize bir lütuf olan Atatürk’ün “yurtta sulh cihanda sulh” ilkesine sıkı sıkıya sarılmalı ve batının hesaplarını bozmalıyız. Biliniz ki Amerika’nın hesapları genelde yanlış çıkıyor.

23.08.2011 tarihli cumhuriyet gazetesi (Mustafa Pamukoğlu)

16 Haziran 2011 Perşembe



GÜNGÖR URAS

MİLLİYET 12 HAZİRAN 2011 PAZAR

Dondurma niyetine neler yiyoruz neler?

Dondurma nedir? Süt, salep ve şeker karışımıdır... Biz dondurmanın böyle hazırlandığını bilirdik... O nedenle de çocuklarımız dondurma yemek istediklerinde “Yesinler... Şifa olur” derdik.
Bu yazıyı yazarken değişik marka dondurmalardan satın aldım. Ambalajlarının üzerinde bulunan ama çıplak gözle okunamayan yazıları büyüteçle okudum. Bakınız pazar payı fazla olan dondurmalardan birinin içeriğinde neler var: Su, şeker, süt kreması, glikoz şurubu, yağsız süttozu, peyniraltı suyu tozu, kıvam artırıcılar, (guar karboksimetil selüloz), sahlep, emülgatör (mono ve digliseridler) aroma (vanilin).
Çocuklarımızın çok beğendikleri bir dondurma çeşidinin ambalajındaki yazıda içeriği şöyle anlatılıyor: Bitkisel yağ, süt , buz %29, su, glikoz şurubu, soya aroma, peyniraltı suyu tozu, kıvam arttırıcı, emülgatör, aroma, glikoz şurubu, yağsız süt tozu, keçi boynuzu gamı, karbonsimetil selüloz. Bir başka marka ile satılan dondurmanın ambalajındaki yazılara göre içeriği şöyle: Şeker, tereyağı, glikoz şurubu, kıvam arttırıcı, bitkisel yağ, modifiye mısır nişastası.

Sütten başka her şey var
Ünlü bir gıda firmasının ürettiği dondurmanın ambalajında ise içeriği şöyle yazılmış: Bitkisel yağ, süt, buz %25, su, şeker, glikoz şurubu, bitkisel yağ tozu, peyniraltı suyu, yağsız süt tozu, emülgatör, yağ asitlerinin mono ve digliseritleri, stabilizörler, (guar, gam, lokust bear gam, korboksimetil selüloz) renklendiriciler, kurkimin, klorofil, aroma.
Onlar öyle de acaba bunlar farklı mı? Diyerek piyasada satılan dondurmaların ambalajlarında yazılanları (büyüteçle büyüterek) bir bir okudukça moralim bozuldu. Demek ki biz dondurma niyetine, yapay kimyasal maddelerle süt ve salep lezzeti verilen, mısır şurubu ile tatlandırılan, nişasta, soya gibi maddelerin karışımını yiyormuşuz.
“Fikir Sahibi Damaklar” Topluluğu Başkanı Defne Koryürek hanımı aradım. Bu konuya ilgi göstermesini rica ettim. Dondurma uzmanı Ersin Peya ile konuşmamı önerdi. Ersin Peya bu işe merak salmış. Doğal dondurma yapmaya çalışıyormuş. “Doğal dondurmada kesinlikle renklendirici, hazır ve yapay aroma (tat verici) kullanılmaz. Süt, salep ve toz şeker ile dondurma yapılır. Son zamanlarda salep bulmak zorlaştığından salep yerine keçiboynuzu çekirdeği tozu kullanılıyor. Bu da salep kadar doğal, sağlığa zararı olmayan bir tarım ürünüdür” diyor.

Ne yediğimizi bilelim
Süt üretim tesislerini gezdiğim, yoğurdu kaliteli sütten katkısız olarak ürettiklerini gözümle gördüğüm İzmir’deki Sakıpağa firmasını aradım. Didem Sakıpağa, ”Biz dondurmalarda süt, salep ve şeker dışında hiçbir katkı maddesi kullanmıyoruz. Dondurmaların ambalajında da bunu belirtiyoruz” dedi. ”Biz dondurmaya hava da basmıyoruz” diye ekledi. Karışım makinede çevrilerek dondurma haline getirilirken içine hava girer hacmi artarmış. Hava karışımı arttıkça maliyet düşermiş.
Acaba piyasada yüksek fiyatla satılan ithal dondurmaların durumu nedir diyerek onlardan satın aldım. Yabancılar dondurmalarının içerdiği maddeleri ambalaj üzerinde açıklamışlar: Onlar da genelde mısır şurubu, koko yağı, kanola yağı, un, yumurta beyazı, nişasta, vanilya, soya, su, yapay lezzet vericiler ve koruyucu madde karışımını dondurma niyetine satıyorlar.
Son yıllarda bizde dondurma tüketimi arttı. Dondurma tatlı olarak da tüketilir oldu. 12 ay boyunca yeniliyor. Türkiye’de 1 milyar dolarlık bir dondurma pazarı var. 2006 yılında kişi başı ortalama yılda 1.8 litre olan dondurma tüketimi şimdilerde 3.2 litre dolayında.
Bu yazıyı bağcıyı dövmek için değil, doğru dürüst üzüm yemek için yazdım.

2 Mayıs 2011 Pazartesi

Usame Bin Ladin öldürüldü, cesedi denize atıldı

El Kaide lideri Usame Bin Ladin, Pakistan'da kara operasyonu sonucunda öldürüldü. Ladin'in cesedinin denize atıldığı belirtildi.


11 Eylül 2001 tarihinde ABD'de uçaklarla düzenlenen kanlı saldırıların sorumlusu olarak adını bütün dünyaya duyuran El Kaide lideri Usame Bin Ladin, Pakistan'da kara operasyonu sonucunda öldürüldü.

Amerikan AP ajansının haberine göre, Amerikalı üst düzey iki terörle mücadele yetkilisi, Bin Ladin'in Pakistan'da geçen hafta öldürüldüğünü doğruladı.

Yetkililerden biri, Bin Ladin'in insansız hava aracıyla değil, kara operasyonu sonucunda öldürüldüğünü söylerken, her iki yetkili de, operasyonun Amerikan istihbaratına dayanarak düzenlendiğini ve ABD'nin Bin Ladin'in cesedine sahip olduğunu belirtti.

Aynı ajansın haberinde, Pakistanlı üst düzey bir istihbarat yetkilisinin, Bin Ladin'in Pakistan'da öldürüldüğünü doğruladığı bilgisi yer alırken, Amerikalı bir yetkili de, Bin Ladin'in Pakistan'ın başkenti İslamabad yakınlarındaki bir evde öldürüldüğünü kaydetti.

Cesedi denize atıldı

Amerikan AP haber ajansı, ABD'li bir yetkilinin, askeri operasyonla öldürülen "Usama Bin Ladin'i denize gömdüklerini" söylediğini bildirdi.

Habere göre Amerikalı yetkili, "dünyanın en çok aranan teröristinin cenazesini kabul etmek isteyecek bir ülkenin bulunması zor olacaktı. Bu yüzden ABD onu denize gömmeye karar verdi" dedi.

Hassas ulusal güvenlik konularıyla ilgili adının açıklanmaması koşuluyla konuştuğu belirtilen yetkili, Bin Ladin'in nerede denize atıldığını söylemedi.

Habere ABD'li yetkili, Bin Ladin'in cenazesine İslama göre muamele edilmesine karar verildiğini, İslami kurallar gereğince cenazenin 24 saat içinde defninin gerektiğini öne sürdü.

Pakistan TV'leri Bin Laden'in cesedini gösteriyor

Pakistan televizyon kanalları, Amerikan askerleri tarafından sabaha karşı bir operasyonda öldürülen Usame bin Ladin'in cesedini gösteriyor. Usame bin Ladin olarak gösterilen cesedin yüzünün kısmen parçalandığı görüldü.


ABD, Bin Ladin'e DNA testi uyguluyor

ABD'nin, Pakistan'da düzenlenen askeri operasyonla öldürülen Usama Bin Ladin'e DNA testi uyguladığı ve kimliğinin belirlenmesine destek için yüz tanıma tekniğini kullandığı bildirildi.

İngiliz Reuters ajansının duyurduğuna göre, bir Amerikalı yetkili, Bin Ladin'in kimliğinin Pakistan'da kendisine ateş eden hücum gücü tarafından tespit edildiğini söyledi.
Aynı yetkili, Pakistan'ın başkenti İslamabad'ın 100-150 kilometre kuzeyindeki Abbotabad kentinin Bilal bölgesinde bulunduğu büyük bir eve düzenlenen operasyonda, bin Ladin'in direndiğini ve başından vurulduğunu kaydetti.

Yetkili, helikopterler desteğinde düzenlendiği belirtilen operasyonda kara birliklerinin baskının 40 dakikadan az sürdüğünü ve operasyonun Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) Başkanı Leon Panetta'nın diğer istihbarat yetkilileriyle birlikte Virginia Langley'de CIA'in merkezindeki konferans odasında naklen izlediğini anlattı.
"Operasyonda 'başarı' sözcüğü iletildiği anda konferans odasındaki CIA yetkilileri güçlü alkış kopardı" diyen aynı yetkili, Bin Ladin'in DNA testlerinin sonuçlarının da birkaç gün içinde alınabileceğini söyledi.


Oğlu da ölmüş olabilir

ABD yönetiminden üst düzey bir yetkili, Usame Bin Ladin'in Pakistan'da düzenlenen baskınla öldürülmesi sırasında yanındaki 3 kişinin daha hayatını kaybettiğinin düşünüldüğünü bildirdi.

Reuters ajansının duyurduğuna göre, Amerikalı yetkili, saldırıda öldürülenlerden birinin Bin Ladin'in oğlu olduğunun sanıldığını belirtti.

Annesi yas tutuyor

El Kaide terör örgütü lideri Usame Bin Ladin'in annesi Alia, oğlunun yasını tutuyor. Usame'nin üvey kardeşlerinden Abdullah Muhammed, Sunday Telegraph gazetesine yaptığı açıklamada, Alia'nın gelişmeler karşısında "yıkıldığını" ve kendisine sakinleştirici verildiğini söyledi. Muhammed, Alia'nın evinde inzivaya çekildiğini belirtti.

Pakistan'dan açıklama

Pakistan hükümeti, El Kaide lideri Usame Bin Ladin'e yönelik operasyonun doğrudan ABD tarafından düzenlendiğini doğruladı.

Başkent İslamabad'da yapılan hükümet açıklamasında, ABD'nin Bin Ladin'i dünyanın neresinde olursa olsun öldürme taahhüdüne uygun olarak Pakistan topraklarında düzenlenen operasyonda öldürüldüğü belirtildi.

Beyaz Saray'ın önünde sevinç

Terör örgütü El Kaide'nin lideri Usame Bin Ladin'in öldürüldüğünün duyulmasının ardından Washington'da sevinç gösterileri düzenlendi.

Beyaz Saray'ın önüne akın eden Washingtonlılar, ellerinde Amerikan bayrakları ve pankartlar taşıyıp, Amerikan milli marşını söylediler.

''ABD, ABD'' şeklinde sloganlar atan Amerikalılar, uzun süre Beyaz Saray'ın önünden ayrılmadılar ve zaman zaman Obama'dan dışarı çıkıp kendilerine hitaben konuşma yapmasını istediler.

AA muhabirine konuşan bazı Amerikalılar, bugün çok mutlu olduklarını, Bin Ladin'in sonunda öldürüldüğünü ifade ettiler.

Bugünün çok değerli bir gün olduğunu belirten bazıları da, ''Duygularının sözlerle ifade edilemeyecek kadar yoğun olduğunu'' dile getirdiler.

ABD ve İngiltere'den vatandaşlarına uyarı

ABD Dışişleri Bakanlığı vatandaşlarına, Usame Bin Ladin'in öldürülmesinin EL Kaide örgütünün misilleme saldırılarına yol açabileceği, daha büyük güvenlik riskiyle karşıya karşıya oldukları uyarısında bulundu.

Bütün Amerikan büyükelçiliklerini alarm düzeyine geçiren Bakanlık, yurt dışındaki Amerikan vatandaşlarını El Kaide ve bağlantılı örgütlerin olası saldırılarına karşı uyardı.
Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, ABD Başkanı Barack Obama'nın Bin Ladin'in askeri bir operasyonla öldürüldüğünü ilan etmesinin ardından kısa süre sonra vatandaşlarına yönelik dünya çapında seyahat uyarısında bulundukları belirtildi.

Açıklamada, yurt dışında yaşayan ya da seyahatte bulunan Amerikan vatandaşlarının, özellikle de geçmişte ABD karşıtı saldırılara hedef olan bölgelerde olanların dışarıya çıkmayı sınırlamaları ve kalabalık yerlerden uzak durmaları gerektiği kaydedildi.

Güvenlik uyarısı

İngiltere, El Kaide lideri Usame Bin Ladin'in Amerikan güçlerince öldürülmesinin ardından diğer ülkelerdeki büyükelçiliklerine güvenliklerini yeniden gözden geçirmeleri talimatı verdi.

İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, BBC Radyosuna yaptığı açıklamada, "gelecek haftalarda, hala etkin olduğunu göstermeye çalışacak bazı El Kaide kolları olabileceğini ve aslında olduğunu" söyledi.

Hague, bunun üzerine, son derece ihtiyatlı olmalarını sağlamak için büyükelçiliklerinden güvenlik koşullarını yeniden gözden geçirmelerini istediğini belirtti.

Dolar, değer kazandı

El Kaide lideri Usame bin Ladin'in öldürüldüğünün açıklanmasıyla birlikte Amerikan Doları uluslararası piyasada değer kazandı.

TSİ 04.00'te 1,4864 dolar olan Avro, 07.00'den sonra 1,4793 dolara düştü, iki saat önce 80,96 yen olan dolar TSİ 07.00'de 81,43 yene yükseldi.

ABD'nin bir numaralı düşmanının ölümü, yatırımcıları, Amerikan Merkez Bankası'nın çok düşük faiz oranlarını muhafaza etme kararı dolayısıyla son haftalarda zayıf olan Amerikan doları almaya itti.

Bir zamanlar CIA ajanıydı

ABD güçleri tarafından Pakistan'da öldürüldüğü açıklanan Usame bin Ladin, 11 Eylül 2001 tarihinde ABD'de uçaklarla düzenlenen kanlı saldırıların sorumlusu olarak adını bütün dünyaya duyurdu.

Yemen'den Suudi Arabistan'a göç eden işadamı Muhammed bin Ladin'in oğlu Usame bin Ladin, Afganistan'da Sovyet işgaline karşı bir militan olarak savaşırken, dünyada özellikle Batı karşıtı, cihadın sembolü oldu.

Riyad'da 1957 yılında doğan Usame bin Ladin, Cidde'deki Kral Abdülaziz Üniversitesinde mühendislik ve ticaret okurken 1973 yılından itibaren İslami gruplarla ilişkiye girdi.
Sovyetlerin 1979 yılında Afganistan'ı işgal etmesi üzerine, o dönemde Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinde çok taraftar bulan cihat çağrısına katılan Bin Ladin, Suudi yetkililerin yardımıyla Afgan mücahitlere lojistik desteğin öncülüğüne soyundu.

Sovyet karşıtı gerillanın arka üssü olan Pakistan'ın Peşaver kentine yerleşen Usame bin Ladin, bu direnişin başlıca örgütleyicilerinden Filistinli Abdullah Azam ile tanıştı.
Bin Ladin'in bulunduğu üsse çoğu Arap olmak üzere Müslüman ülkelerden gönüllüler aktı. Bin Ladin bu kişileri örgütleyerek, gelecekte oluşacak El Kaide'nin temellerini attı. ABD'nin istihbarat örgütü CIA'nın dolaylı desteğiyle Sovyetler'e karşı savaşan Bin Ladin, günü geldiğinde ABD'nin bir numaralı aranan adamı oldu.

Sovyet işgalinden sonra 1989 yılında ülkesine bir kahraman olarak dönen Bin Ladin, cihat ile ilgili konferanslar düzenledi. Suudi yönetimi eleştirileri ve muhalefete desteği nedeniyle 1992 yılında pasaportunu iptal edince Sudan'a yerleşen Bin Ladin, ABD ve Suudi ailesini kınayan fetvalar yayımlayınca 1994 yılında Suudi vatandaşlığını da kaybetti.

Sudan, uluslararası baskılar üzerine 1996 yılında Bin Ladin'in ülkeyi terk etmesini istedi. Bin Ladin bundan sonra Afganistan'a görüldü. Burada eğitim kampları kuran Bin Ladin, iktidarı almalarına epey yardımcı olduğu Taliban'ın himayesinde Afganistan'da yaşadı.
ABD'nin yakalanması için 5 milyon dolar ödül koyduğu Usame bin Ladin, hiçbir eylemi açıkça üstlenmedi, ama aynı zamanda hiçbirini kınamadı. Usame bin Ladin'in adı, yapılandan çok, yapılacağı iddia edilen eylemlerle anılıyordu.

Ladin ve 11 Eylül

El Kaide'nin ABD'de 11 Eylül 2001'de düzenlediği saldırı dünya tarihinin tek günde düzenlenmiş en büyük terör saldırılarından biri olarak biliniyor.
El Kaide'nin 19 kamikaze pilotuyla, 11 Eylül 2001 salı günü ABD'de dört yolcu uçağının ikisi New York'taki Dünya Ticaret Merkezi İkiz Gökdelenlerine, bir diğeri de Washington D.C.'de Savunma Bakanlığı Pentagon'a çarptı. Sonuncu uçak ise Pensylvania eyaletinde yolcuların korsanlarla mücadelesi sonucu düşürüldü.

11 Eylül yıkımında iç hat seferi yapan United Airlines ve American Airlines uçakları iyi eğitim almış hava korsanı kamikaze pilotları olan teröristlerce kullanılmıştı.
New York'da Dünya Ticaret Merkezi 110 katlı İkiz Gökdelenleri'nin ilki (Kuzey bina), 11 Eylül sabahı yerel saatle 08:48'de, 80. kat hizasından Mısırlı M. Atta ve Mervan El Şehhi tarafından kaçırılan yakıt yüklü Boeing yolcu uçağı ile vuruldu.

İkinci uçak 18 dakika sonra yerel saatle 09:06'da 2 numaralı Güney Gökdeleni'ne çarptı. Bu sırada TV kameraları, olayı tüm dünyaya canlı yayınladı. Kuzey binanın, çelik iskelet taşıyıcıların erimesi ile 1 saat 50 dakikada "kumdan kale" gibi çökmesine karşılık, ikinci gökdelen daha alt katlardan vurulduğu için sadece 49 dakikada çöktü.
Washington Dulles Havaalanı'ndan kalkan bir başka American Airlines uçağı, ellerinde bıçaklar bulunan 3. terör ekibi tarafından kaçırıldı.

Saldırıyı engellemek için Langley Hava Üssü'nden 2 F-16 savaş uçağı havalandı ancak bu uçaklar daha olay yerine varamadan kaçırılan uçak Pentagon binasına çarptı.
New York'un Newark Havaalanı'ndan San Francisco'ya gitmek üzere havalanan bir uçağın daha korsanlar tarafından kaçırıldığı haberi, uçaktaki yolcuların telefonla yakınlarını aramaları üzere ortaya çıktı.

Bu uçağın hedefinin, Başkan George Bush olduğu saptandı. Ancak yolcuların müdahalesiyle etkisiz hale getirilen korsanların elinden alınan uçak, havalimanına 130 km uzaklıkta araziye düştü.

Amerikan hükümetinin araştırmalarına göre, terör saldırılarının arkasında El Kaide terör örgütünün başı Usame Bin Ladin'in ve terör örgütüne mensup 19 teröristin bulunduğu saptandı.