Basra Körfezi’nden günde 17 milyon varil petrol taşınmaktadır. Süveyş Kanalı’ndan taşınan miktar ise 2.1 milyon varil. Bu durumda Hürmüz Boğazı’nı İran kapatırsa Çin petrol alımını Süveyş üzerinden sağlayamaz. Bu durumda en büyük sıkıntıyı Çin çeker. İran’ın petrol ihracatının yüzde 85’ini Asya Pasifik ülkelerinin oluşturduğunu da göz önüne alırsak, bu durumda Hürmüz Boğazı’nda düğümlenen sorunun Çin-ABD rekabetinin kilit noktası olduğunu söyleyebiliriz.
Bütçe gelirlerinin yüzde 60’ını petrol gelirlerinin oluşturduğu İran, Hürmüz Boğazı’nı kolay kolay kapatamaz. İddia o ki İran, nükleer gücünü de petrol gelirleri ile finanse ediyor. Bu durumda İran’ın petrol satması gerekiyor. Bunu bilen ABD-AB ülkeleri İran’a petrol alımı konusunda yaptırım uyguluyorlar. Türkiye de bu ülkeler arasına girmiş durumda.
Neredeyse dünya savaşına sebep olacak İran’ın ekonomisine bir bakalım:
İran büyük bir ülkedir
1.6 milyon m2 yüzölçümü ve 80 milyona yaklaşan nüfusu ile dünyanın 18. büyük ülkesi olan İran’ın komuşuları ile sınırları şöyle: Afganistan’a 936 km, Azerbaycan’a 432, Nahçıvan’a 179 km, Irak’a 1458 km, Ermenistan’a 35 km, Türkmenistan’a 992 km, Türkiye’ye 499 km’dir.
Sahil şeridi 2.440 km. Tarıma uygun toprakları yüzde 10, daimi ekili
toprakları yüzde 1.3, diğer alanlar yüzde 88.7 oranındadır. Sulanan
arazisi 89.830 km2’dir. Şii nüfus yüzde 89, Sünni nüfus yüzde 9, diğer yüzde 2’dir. Doğum oranının binde 19, ölüm oranının binde 6 olduğunu görüyoruz. Bin kişiye bir doktor ve 1.5 yatak düşmektedir.
İran ekonomisi ciddiye alınması gereken durumdadır
2011 itibarıyla GSYİH’si 929 milyar
dolar, kişi başına milli geliri 12.200 dolar olan İran, dünyanın 18.
büyük ekonomisidir. Yüzde 2.5 büyüme ile dünyada 141. sırada yer alan
İran’da ekonominin yüzde 11.2’sini tarım, yüzde 40.6’sını sanayi, yüzde 48.2’sini hizmetler sektörü meydana getirmektedir. İşgücü sayısı 26 milyondur. Yatırımların GSYİH’ye oranı yüzde 28 civarındadır. Bütçe gelirleri 130 milyar dolar, bütçe giderleri 90 milyar dolardır.
İhracatı 132 milyar dolar, ithalatı ise 76 milyar dolar ve dış borcu 18 milyar dolar olan İran’da, doğrudan yabancı yatırımların toplamı 18 milyar dolar seviyesindedir.
Enerji bakımından dünyanın en önemli dört ülkesinden biridir
Günde 4.2 milyon varil petrol üretimi ile dünyada dördüncü ve
2.5 milyon varil petrol ihracatı ile dünyada üçüncü ülkedir. 137 milyar
varil petrol rezervi olduğu iddia edilmektedir. Ne büyük bir güç!
Doğalgaz üretiminde dünyanın beşinci sırasında yer almaktadır.
Askeri gücü önemlidir
Asker sayısı 1.5 milyonu bulan İran’ın askeri harcamalarının milli gelire oranı yüzde 2.5 olup dünyada 62. sırada yer almaktadır.
Hürmüz Boğazı’nda 40 bine yakın
askere sahip donanması, boğaza yakın adalarda ve kıyılarda askeri üsleri
ve iki binin üzerinde mayın döşeme kapasitesi olan Rusya menşeli 23
adet denizaltısı ve 4 adet amfibi savaş gemisi ile birkaç ay geçişi
aksatacak askeri gücü olduğu bilinmektedir.
Şimdi böyle bir ülkenin, dünyayı yöneten ABD’nin ve petrole muhtaç ülkelerin hedefindeki ülke olmaması düşünülebilir mi?
Diğer yandan Suriye’ye yönelik strateji de aslında İran’ın yarattığı sorunlar nedeniyle İran’ı vurmak, petrol ulaşım yolu seçenekleri yaratmak, bu ülkeyi kıskaca almak amacıyla geliştirilmektedir.
Şöyle bir analiz yaparsak;
- Çin petrol ihtiyacının 1/5’ini İran’dan sağlıyor.
- Çin’e ulaşan petrol Hürmüz’den geçiyor.
- Hürmüz petrol bakımından çok önemli.
- İran petrol üretiminde dünya devi.
- Emperyal ülkeler petrole bağımlı ve kimseye bu enerjiyi bırakmak istemiyor.
Bu durumda yeni bir enerji savaşı çıkmaması mucize. Dünya
savaşı çıkarmadan emperyal ülkeler enerji alanlarının kontrolünü
sağlamaya yönelik stratejiler geliştirerek, bölgesel savaşlar ve iç
karışıklıklar çıkararak dünyanın geleceğini tehlikeye atıyorlar.
Türkiye de bu büyük oyunun içinde; zenginliklerinden bize
zırnık koklatmayacakları kesin olan sömürgeci ülkelerin yağdanlığını
yapıyor. Ülkeyi yönetenler tüm emirleri vakit geçirmeden uyguluyor.
Petrol savaşı yapılan ülkelerin içinde kışkırtıcı tarafta oluyor ve bunu
da insan haklarına dayandırıyor! Ülkesinde ise insan haklarını ve
insanımızın geleceğini de karartmak için elinden geleni yapıyor.
Ey Yüce Tanrım! Neden bu ülkelerin zalimliğini sona
erdirmiyorsun? Dünyanın her alanından petrol fışkırtsan da insanlık
âlemi bu kara beladan kurtulsa; dünya birkaç yüzyıl cennete dönse…
MUSTAFA PAMUKOĞLU
3 Nisan 2012 - Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder