5 Ocak 2009 Pazartesi


Cumhuriyet - Başyazı
İstifa...
Yazıya birinci tümcede eski Doğalgaz Genel Müdürü Veysel Karani Demir’i tebrik ederek başlarsak çok mu şaşkınlık yaratırız?
Ama, bu davranışımızın bir gerekçesi var.
Çünkü Sayın Veysel Karani Demir, sorumluluğunu algılayıp üstlenerek, istifa etmiştir.
İstifa sözcüğü AKP iktidarı zamanında defterden silinmiş, böyle bir kurumun varlığı unutulmuştu.
Başkent Doğalgaz Genel Müdürü’nün istifası böyle bir kurumun varlığını hatırlatan olumlu bir harekettir.
*
Önce bir anımsatmaya gerek duyuyoruz. Arkadaşımız Hikmet Bila’nın pazar günkü yazısında anımsattığı gibi, 2004 yılında, Ulaştırma Bakanı’nın İstanbul-Ankara arasında ‘hızlı tren’ sevdasıyla patlak veren demiryolu kazasında 41 yolcu ölmüştü.
Bakanın istifası gerekiyordu.
İstifa lafta kaldı.
Bugün RTÜK gibi büyük sorumluluk, güven ve onur isteyen bir kurumun başında bulunan kişi, Almanya’da sonuca bağlanan Deniz Feneri davasından şaibelidir.
İstifa etmek aklına geliyor mu?
Başkent Belediye Başkanı Melih Gökçek’in durumuna düşen birinin artık bir dakika bile makamında oturmaması gerekmiyor mu?
*
Örnekleri çoğaltırsak gazetede başyazıya ayrılan yer yetmez.
Herkes biliyor ki AKP yönetiminin başında bulunan nice yetkili ve sorumlu kişi dosyalıdır; ama bu kişiler üstlerine yığılan şaibeleri dokunulmazlık zırhının ardına sinerek hiçe sayıyorlar.
Bu sakıncalı tutum zamane iktidarında doğal bir siyasete dönüşmüşken, aynı kampın adamı Veysel Karani Demir’in istifası beklenmedik bir davranış gibi gündeme girmiştir.
*
Gerçekte Veysel Karani Demir, müstafinin kimliği düşünülürse, iktidarın yaygın kadrolarını, düşünce biçimlerini ve dünyaya bakış açılarında dinciliğin önemini belirten bir örnek olarak ele alınabilir.
Eski Doğalgaz Genel Müdürü, yedi üniversiteli gencin ölümüyle sonuçlanan olaya iki açıdan yaklaşmayı öngörmüştür.
Bunlardan birincisi eski genel müdürün olayı izlemek için gelen gazetecilere ‘işi uzatmayın cuma namazına gideceğim’ anlamına gelen sözünde vurgulanıyor.
Facia kurbanlarına dönük “kimisinin belden yukarısı çıplaktı” ifadesiyle de, eski genel müdür, dünya görüşünün geri kalan bölümünü sergilemiş oluyor.
Kamu hizmetinde bir aksaklık ya da sorumluluk olup olmadığı sorusunu geriye bırakarak dinciliğini ve kadına bakışını öne çıkaran bu genel müdürün bir istisna olduğunu düşünmek yanılgıdır.
AKP döneminde, ister yerel yönetimlerde olsun, ister devlet bürokrasisinde olsun, yetki ve sorumluluklar Veysel Karani Demir kimliğinde kişilerin ellerine verilmiştir.
*
AKP iktidarı devleti ve belediyeleri kullanarak, meşru ya da gayri meşru yöntemlerle alabildiğine çıkar sağlayan bir yeni ve hırslı sınıf oluşturmuştur.
‘İstifa’ kurumu böylesine hırslı ve hızlı süreçlerde rafa kaldırılır, iktidara sahip olanlar için iktidarda kalmak ölüm kalım sorununa dönüşür.
Bu bakımdan Başkent Doğalgaz şirketinin başındaki genel müdürün istifası, bir istisna oluştursa da, önemlidir.
Darısı Veysel Karani Demir benzerlerinin başına...
5 Ocak 2009 - Cumhuriyet

Hiç yorum yok: